Yakupoğulları (Yaboları) kimdir?Nereden,ne zaman
gelmişlerdir?Kesin olmamakla beraber yaboları 18.
asır başlarında,Giresun ilinin doğu sınırı ile
Gümüşhane ilinin kuzeybatı sınırı yöresinde
bulunan ve o havalide yaşayan KÜRTÜN veya Sarıoba
halkından bir kısmı göç ederek Görele İlçesinin
Eseli mahallesine yerleşmişlerdir.Kabile veya kaç
kişi oldukları kesin olarak
bilinmemektedir.Edinilen bilgilere göre üç kabile
olarak gelmişler,bir kısmı eseli mahallesine
yerleşmişler;bunlara Yaboları denilmiştir.İkinci
kısım kabile İsmailbeyli Köyünün yukarı camii
(mezarlık) yanına yerleşmişler ;bunlara
Köseoğulları (Kösoları) denilmektedir.Üçüncü kısım
kabile de Mahu (doğrusu Muharremoğulları)
mahallesine yerleşmilerdir.Bu üç kabile birinci
göç olarak gelmişlerdir.Bunlara Yaboları (Yakupoğulları)
denilmektedir.Yazılı bir belge herhangi bir kaynak
bulunmamasına rağmen bizim bulunduğumuz birinci
kafile, 19 yy. başlarında henüz sebebi bilinmeyen
bir sebepten dolayı Karaburun’dan
Kütükçüoğullarının baskınına uğramış, 2 veya 3
kişiyi öldürmüşlerdir.Aslında kaç kişinin
öldürüldüğü de bilinmemektedir.Bir bahane ile
yalıya çağırmışlar iki kişiyi öldürmüşler,üçüncü
delikanlı koşarak denize dalmış,nefesinin yettiği
kadar suyun altında kalıp,başını dışarı çıkarıp
nefes alarak tekrar suya dalmak suretiyle mücadele
ederken,nihayet bir adam gelmiş (onlardan biri
olsa gerek) ateş edenlere bağırarak ateşi
durdurmuş,onları kovmuş.Denizdeki gence “gel
yeğenim seni evine götüreyim” diyerek denizden
çıkmasını sağlamış.Horozköyü yoluna giderken
arkasından bıçaklamış ve öldürmüştür(Hayrullah
KILIÇARSLAN’ın beyanıdır).Bu düşman güruhu bununla
da kalmamış,kabilenin diğer fertlerini de öldürmek
için Eseli mahallesine yönelmişler.Aile
fertlerinin öldürüldüğünden habersiz olan bir genç
aynıyasa doğru haber almak için giderken bu düşman
kalabalığı ile karşılaşmış,öldüreleceğini anlamış
bu elbiselerle yalıya gidilmez elbisemi değiştirip
geleyim diyerek onları ikna ederek geri dönmüş.Eve
haber vererek tehlikeyi bildirmiş.Hep beraber
kaçarak,köpekleri de salıvererek Civil veya
Gerdene’ye geçerek oradan yanlarına bir
yakınlarını da alarak yaylaya kaçıp saklanmışlar(Hayrullah
KILIÇARSLAN’ın beyanı).Yaylacı Nazifoğullarının
yanlarına sığınmışlar 40 gün kalarak geri
dönmüşler.Süleyman dedemiz 18 yaşına kadar evden
dışarı çıkmamış ve cenazeleri de almaya
gitmemişlerdir(Zelfinaz YILDIZ’ın beyanı).Süleyman
dedemiz 18 yaşında dışarı çıktığında sarsılmış ve
toprak tutmuştur.İkinci ihtimal baskın olayı 19.
yy. başlarında vukubulmuş yine Karaburun köyünden
Kürdo Ali Bey bizim kabileye baskın yapmış veya
yaptırmış;bu baskın ikinci kabile gelmeden önce
yapılmış muhtemelen 19 yy. başlarında olmuştur.Mollaosman
kıranında,bir tanesi Karaburun yolunda
öldürülmüş.Sen kabilenin ağasısın,bizim senin
önüne geçmemiz ayıp olur diyerek Yakupoğullarının
ileri gelen ağasını öne geçirerek arkadan
vurmuşlardır.Öldürülen ağanın muhtemelen Memiş Ağa
olduğu sanılmaktadır.Ömer Ağa’nın ilk gelen
kabilede olduğu akla gelmektedir.Ömer ağa veya
Ömer paşa ismi Zelfinaz Yıldız’ın ifadesinden
öğrenilmiştir.Gerçi Alibey dedemizden kalma
Ömerağa bahçesinin bu Ömer Ağa’dan kaldığı
düşünülmektedir.Yakupoğulları ailesi içinde Ömer
Ağa diye birinin bulunup bulunmadığı
bilinmiyor.Ömer Ağa diye birinden de bu bahçe
satın alınmış olabilir.
Kürtün hakkında kısa bir malumat gerekirse
Doğankent-Kürtün-Zigir (Aşağı Kürtün) olan eski
adı 500 yıl önce Manastır Bakü olarak
değiştirilmiştir.O dönemlerde halkın çoğunluğu
Hristiyanmış.
İdari olarak Nahiye Müdürlüğü statüsünde
imiş.Nahiye Müdürü Kürtün-ü Zigir ve Gümüşhane ye
bağlı olan ilçesi Kürtün-ü Bala yani Yukarı Kürtün
ile birlikte ile birlikte idare ediliyormuş,1990
yılında ilçe olmuştur.Yakup Oğullarının da diğer
kabileler gibi Malazgirt Savaşından sonra
Anadolu’ya ,Orta Asya’dan gelen Oğuz boylarından
olduğu sanılmaktadır.24. Osmanlı Padişahı 1.Mahmut
döneminde (1730-1754) Voyvoda denilen
derebeyliklerce yönetilen ilçede ilk kez Yakupoğlu
İbrahim Ağa,yönetimi ele geçirerek ilçede bir süre
derebeylik sürmüştür.Onun ölümünden sonra yönetim
Emin Ağa’nın eline geçmiş,1839 Tanzimat Fermanı
ile derebeylik son bulmuştur(Kaynak 1998 Giresun
il yıllığı).Ermeniler ,Rumlar ve Türkler çok zaman
bu bölgede bir arada yaşamışlardır.1952 yılına
kadar idare olarak Gümüşhane’ye bağlı kalan bölge
1961 yılında Giresun’a bağlanmış,1990 yılında da
ilçe olmuştur(Doğankent ismini almıştır –Giresun
il yıllığı 1998-).İşte kürtün veya Sarıoba’dan
geldikleri anlaşılan Yaboları’nın (Yakupoğulları’nın)
hangi Kürtünden,yani Giresun iline bağlanan
Doğankent (eski adı Kürtün-ü zigir) Aşağı
kürtünden mi,yoksa Gümüşhane’ye bağlı Kürtün-ü
Bala yani yukarı Kürtün’den mi geldikleri kesin
olarak bilinmemekle beraber Uluköy’den gelme
olarak Yukarı Kürtünden gelindiği
anlaşılmaktadır.Aşağı Kürtün’ü bir süre yöneten
Yakupoğlu İbrahim Ağa Doğankent’i idare etmesinden
bizim Yakupoğulları ile bir akrabalığı olabileceği
ihtimali de akla gelmektedir.
Yakupoğullarının ilk bilinene isimlerinden ÖMER
AĞA (ÖMER PAŞA),oğlu MEMİŞ onunda NUMAN VE MOLLA
OSMAN .Ömer paşa oğlu oğlu Süleyman 19 yy.
başlarında doğmuştur.7 çocukludur.Çocukları Fidan,Gülizar,Numan,Süleyman,,Osman
Paşa,Ali Bey ve Güller’dir.Fidan ve Süleyman küçük
yaşta ölmüşlerdir.Yabo Süleyman kesin olarak
dedemizdir.19 asırda 1800’lü yıllarda
yaşamıştır.Takriben 85-90 yaşlarında vefat
etmiştir.Nerede medfun bulunduğu bilinmemekle
birlikte cami yanındaki mezarlıkta medfun
bulunduğu tahmin edilmektedir.(C.C. gani gani
rahmet eylesin).Süleyman dedemiz ilk gelen
dedelerimizin torunlarındandır(Ömer Ağa’nın
torunudur).Ömer Ağa oğlu Memiş,Memişoğlu Numan,Numanoğlu
Süleyman (baba evleri Osman Paşa amcalarının
oturduğu evdir).Bu ev ilk gelen Ömer Paşa
tarafından yapılmıştır.Hemen onun yanındaki
(kuzeyinde)evin sahibi Ruşen amca da Süleyman
dedemizin yeğeni veya amcasının oğludur.Ruşen
amcanın üç çocuğundan Fadime Boğalı köyünden
birsiyle evlenmiş Mustafa (mıcır) isminde bir
çocuğu olmuş kocası ölünce baba evine dönmüş
Araplı Ormanda medfundur.Emin (bacı) çocuğu
olmamıştır.Son çocuğu Hasan Kafkasya’ya çalışmaya
gitmiş Sohumkale’de vefat etmiştir.Olukbaşı’nda da
bir ev yatağı vardır,kime ait olduğu
bilinmemektedir.İlk gelen kabilenin
evlerindendir.Süleyman dedemizin ikinci kızı
Gülizar halamız tahminen (1844-1938) 94 yaşında
vefat etmiştir.Cami yanında medfundur.Eseliye ne
zaman geldikleri bilinmeyen Hacı Ali Oğlu Nazif
ile evlenmiş,bilinen çocukları Mustafa ve
Lale’dir.Mustafa2nın Zelfinaz ve Lale isminde iki
kızı olmuştur.Lale …………….kısa bir evlilik yapmış
çocukları olmamıştır.Süleyman dedemizin büyük oğlu
Numan dedemiz takriben 1850’lerde doğmuş,Kuruca
kızı ……………….. ile evlenmiş 7 veya 8 çocuğu olmuş
1916’da Annak kıranında Ermenilerce
öldürülmüştür.Şaziye (Kadir Yıldız’ın
annesi),Mustafa (Hayrullah K.’nın babası),Salim,İshak
Amca,Hakkı,Mehmet ve Hasan …………. .Mustafa tahminen
1850-1860 yıllarında doğmuş,Kuşçulu köyünden Hallo
kızı Ayşe ile evlenmiş,Balkan Savaşlarında askere
gitmiş,Osmanlı toprakları olan bu diyarlarda
hastaneye düşmüştür.Babası Numan Dedeye yazdığı
mektupta bir yerden para bul beni kurtar(ya
hastaneden ya askerden) diye yalvarmış,Numan dede
parayı gönderememiş veya göndermiş ama
ulaştıramamıştır.Çok geçmeden vefat haberi
gelmiştir(Künyesi gelmiştir).1912-1913’de vefat
ettiği anlaşılmaktadır.Selanik’te medfundur.Numan
ailesi için felaketler birbirini takip
etmiştir.Önce Balkan Savaşları,bilahere 1.Cihan
Savaşı,daha sonra muhacirlik Numan ailesini
perişan etmiş,İshak Amca hariç ailenin bütün
fertleri ölmüş veya öldürülmüştür.Mustafa dedenin
vefatına müteakip Numan dedenin oğlu Hakkı ile
Torunu Kadir Yıldız’ın kardeşi Tahsin yalıda deniz
suyu ile keten ağartan annelerinin yanından
ayrılarak denize girmişler birbirlerine sarılarak
boğulmuşlardır.Önce Numan dedenin iki oğlu boğuldu
şayiası yayılmış.O gün Cuma günü Görele pazarı
imiş.Vasıta olmadığından herkes yaya gidip
geliyormuş.Önce bir kız çocuğu Numan dedemize
“oğlun denizde boğuldu” demiş.Numan dede “sen beni
tanıyor musun?” diye sorunca kız çocuğunun cevabı
“sen Numan dede değil misin?” diye cevap vermesi
ve arkasından arkasından Köso Şevki’nin de
rastlayarak söylemesi ve deniz kenarındaki
kalabalığın görülmesi ile boğulanın 8-10
yaşlarında bir oğlu Hakkı2nın,diğerinin de torunu
(Şaziye’nin oğlu) Tahsin olduğu
anlaşılır.Mezarları cami yanın mezarlığında olduğu
tahmin edilmektedir.Numan dedemiz büyük üzüntü
yaşamıştır.Numan ailesinin felaketleri
bitmemiş,1914’te başlayan 1.Cihan harbinden sonra
1916’da muhacirlik başlamış,Numan dedemiz yanında
küçük kardeşi Ali Bey dedemizi de alarak Uzun
Ömerli,Kerimli ve Annak kıranı yolu ile Körpeli
tarafına kaçmak istemişse de Annak kıranında
Ermenilerin öncülüğündeki Rusların keşif kolu
askerlerine yakalanmışlar.Tabi ki yanlarında
kadınlar ve çocuklar da varmış.Askerler kadın ve
çocukları ayırıp erkekleri iki askerle haydin
haydin (fola fola) diyerek merkezleri olan
Beşikdüzü tarafına götürmek üzere
ayrılmışlar.Kafiledeki 7 erkeği de tutmuşlar.Fola
gönderilen kadın ve çocuklar Görele yakınlarında
serbest bırakılmışlar(Hava KILIÇARSLAN’ın
beyanı).Hava halamız 17 yaşlarında geri
gönderilenlerin arasındaymış.Askerler erkekleri
önlerine katarak Körpeli tarafına götürmüşler.Bir
daha da haber alınamamıştır.Mezarları da belli
değildir.Ali Bey dede mi geri dönüp Hava halama
tekrar bakmış,o sıralarda henüz 1.5-2 yaşlarında
bulunan torunu Rüstem KILIÇARSLAN’I işaret ederek
ailede bir bu çil kaldı diye sızlanmış.Bu 7
kişinin Numan,Ali bey,Avniyenin babası Aslan,Alamatlı
köyünden Mehmet oldukları kesin olup 6. ve 7.
kişilerin kimler oldukları meçhuldür.Molla
Nazım’ın babası Molla Mehmet’in(Ali bey’in damadı
Şahide’nin kocası) Karaburun’da öldürüldüğü Şevki
dayı ve Zelfinaz’ın beyanlarıdır.Numan dedemiz
öldürüldüğünde 66 yaşlarındaymış.Felaket devam
etmiş.Numan dedemizin 17 yaşlarındaki oğlu Salim
de Karaburun’a kaçmak isterken arkadan vurularak
öldürülmüş,Paşa dede de yaralanmış öldü rolü
yaparak kurtulmuştur.Yine diğer oğlu Mehmet
seferberlikte kaybolmuştur.Nerede medfun bulunduğu
bilinmemektedir.Bir başka oğlu Hasan küçük yaşta
vefat etmiştir,mezarı bilinmemektedir.Numan
dedemizin tek kızı Şaziye,Abdi’nin Şakir ile
evlenmiş,Kadir ve Tahsin adlarında iki oğlu
olmuş,Tahsin denizde boğulmuş,Kadir ise 19.. (?)
de vefat etmiştir.Cami yanında medfundur.Numan
dedemizin hayatta kalan tek çocuğu İshak Amca ise
muhacirlikte küçük yaşta gurbete çıktığından sağ
kalmıştır.Molla Zennibe’si ile
evlenmiş;Şaziye,Seher,Güller ve Mustafa isimli
çocukları olmuştur.İkinci evliliğini de gurbette
Gülvade ile yaparak Sabire,Emine,Sevim adında üç
kızı olmuş;böylece 6 kızı bir oğlu olmuştur.İshak
Amca 1900 yılında doğmuş,1977’de vefat
etmiştir.Cami yanında medfundur.Numan dedemizin
eşi Kuruca kızı Esma ve kızı Şaziyenin ölümü ile
felaketler zinciri devam etmiştir.Mustafa’nın (Hayrullah
K.’ın babası) ölümü ile Kuşçulu kızı olan 25
yaşlarında Hallo kızı,6-7 yaşlarında olan
Hayrullah’ı da yanına alarak baba evine gitmesi
Numan ailesini bitirmiştir.Ağabeyi ve kardeşi
gurbette olduğundan yalnız yaşamaya
başlamıştır.Babası Salih’in de vefatı ile hep
yalnız kalmış yaşlı annesine ve küçük Hayrullah’a
bakmak zorunda kaldığından herkes gibi Ruslara
ücret karşılığı su taşımak,çamaşır yıkamak gibi
hizmette bulunduğu söylenmektedir(esaret altındaki
insanların hayatını insanlara bırakmak
lazımdır).Rusların 1917’de çekilmelerinden sonra
Bozcaali’de Daşmano eşkiları tarafından düşmana
hizmet ettin diye önce evin etrafına gaz döküp
yakmışlar,korku verip annesi ve küçük yaştaki
oğlunun yanından alarak evden uzaklaştırıp gece
karanlığında vurmuşlar.Çok gösterişli ve güzel
olduğundan Ruslara kendini peşkeş çekti iddiası
bahanesiyle vurmuşlar.Annesinin kızımı
kurtarın,kızım da beni kurtardı feryatlarına
herkes seyirci kalmıştır.Eşkiyalar evden eşyada
alarak kaçmışlar.Hayrullah’ın annesinin kalabalık
akrabalarının da olmasına rağmen olaydan sonra
ilgilenmemişlerdir.Yabu Numan hayatta olsaydı
kesinlikle yan bile bakamazlardı.Bir hatası var
iseydi bile onu cezalandırmak yakınlarına ve
akrabalarına düşerdi.Eşkiyanın yaptığı yanına kâr
kalmıştı(doğru olanı ALLAH C.C.
bilir).1887-1890’larda dünyaya gelmiş,ikinci
Meşrutiyet döneminden önce oğlu Mustafa ile
evliliğinden bir oğlu (Hayrullah) olmuş,Hava
halamla evlenerek iç güveyi olmuştur.Hayrullah’ın
dayısı Ömer 1884 doğumlu,kardeşi 1953’te vefat
etmiştir.Kızkardeşi Ayşe Sivas’lı bir kürtle
evlenmiş Ali ve İsmet isimli iki çocuğu olmuş
1940’lı yıllarda Sivas’a gitmişler o tarihten beri
kendilerinden haber alınamamıştır.Ömer dayının
Abdullah ve Salih isminde iki oğlu ve Melahat
adında bir kızı vardır.Ömer dayı 1980’de vefat
etmiştir(Halıcıoğlu’ndan medfundur).Halil dayının
Ömer ve Salih adında iki oğlu ve Sevim isminde bir
kızı vardır.
Süleyman dedemizin 5. çocuğu Osman Paşa amca
1856-1857’de doğmuş ,1936’da 80 yaşında vefat
etmiştir.Cami yanı mezarlığında medfundur.Civil
köyünden Çandırlı kızı Hatice ile evlenmiştir.Mevlüt,Hayri,Pamuk,
ve Kadın isminde 4 tane çocuğu olmuştur.Mevlüt
amca gelinana ile evlenmiş ve Filistin Cephesinde
şehit olmuştur.Miyase ve Siyase adında iki kız
çocuğu olmuştur.Muhacirlikte Osman Paşa amca her
nasılsa kardeşlerinden ayrılmış muhacirliğe
giderken Karaburun’da kardeşi Salim’in öldürüldüğü
olayda yaralanıp ölü numarası ile yaralı olarak
kurtulduktan ve o geceyi Karaburun mezarlığında
geçirdikten sonra 20 sene daha yaşayıp
ölmüştür.Osman Paşa,Ali Bey dedemizden yaşça büyük
olmasına rağmen baba evinden çıkmamış,baba evinde
kalarak Ali Bey dedemizi evden çıkmak zorunda
bırakmıştır.Ali Bey dedemiz Rüstem KILIÇARSLAN’ın
bugünkü evini yapmış ve oraya ayrılmıştır.Hayri
amca 19.. (?) ‘de vefat etmiş ve cami yanı
mezarlığında medfundur.4 oğlu ve 2 kızı olmuş
(Muzaffer,İsmail,Mustafa,Necdet,Halise ve
Halide).Halise 19812de vefat etmiş Kilimli
mezarlığında ,İsmail 02.02.1999’da vefat etmiş
İstanbul Bahçe Köy’de medfundur.Ayrıca Muzaffer
Kılıçarslan'da köy mezarlığında medfundur.
Süleyman dedemizin 6. çocuğu Ali Bey
dedemizdir.1860’larda doğduğu tahmin edilmektedir.İsmailbeyli
Köyü’ne ilk gelen Yakupoğulları’ndan Köso
Ömer-Nazif kızı Fadime ile evlenmiştir(Köso
şevki’nin halası).Şahide,Şaban,Süleyman,Fidan ve
Havva isimli çocukları olmuş,Süleyman ve Fidan
küçük yaşta vefat etmiştir.Şahide hala Molla
Nazım’ın babası Mehmet ile evlenmiş,Nazım ve
Gülizar isminde iki çocuğu olmuş(1927 doğumlu
Gülizar Molla Nezime’nin annesidir).Gülizar Molla
Salim ile evlenmiştir.İki oğlu ve bir kızı
vardır(Zekiye,Ahmet,İsmail).Molla Mehmet amca
muhacirlikte Annak kıranında şehit edilmiş,Oğlu
Nazım Dülger’in üç oğlu iki kızı
vardır(Şahide,Yaşar,Reşat,Fahri,Macide).Şahide
halamız muhacirlikte vefat etmiştir(1885’lerde
doğmuştur).Nerede medfun bulunduğu
bilinmemektedir.Ali Bey’in hayatta kalan oğlu
Şaban 1890’larda doğmuş olabilir.Yabo Mustafa
(Emin dayının dedesi) kızı Zennibe ile
evlenmiş,1914-1915’lerde Rüstem isimli bir oğlu
olmuş çocuğu doğmadan seferberlikte askere
alınmış,doğu cephesine gönderilmiştir ve bir daha
da geri dönmemiştir.RÜSTEM,Mehmet Yaralı kızı
Zeynep’le evlenmiş 7
çocuğu(Fatma,Ali,Şaban,Nedime,Mustafa,Süleyman ve
Nemciye) olmuştur.04.02.1999’da vefat
etmiştir.Cami aynında medfundur.Rüstem KILIÇARSLAN
babasız dünyaya geldiği gibi kucak çocuğu iken
annesini kaybederek halası Hava ve Teyzeleri’nin
bakımı ile büyümüştür.Ali Bey’in kızı Hava 1899’da
doğmuş,15 yaşında iken 1.Dünya Savaşı
çıkmış,Balkan Balkan Savaşı’nı da
hatırlamaktaydı.1909’da Abdulhamit’in tahttan
indirilişini de hatırlıyordu.1916 muhacirlik
çıktığında 17 yaşında imiş.Annak kıranında,ben
çocuklarımdan ayrılmam diye direnince Rus
Askerleri tarafından ite kaka
götürülmüşler.Götürülen 7 kişinin bir kuyu içinde
bulunduğu anlaşılmıştır.Kuyunun içinden 6 kişi
çıkmıştır.Tanınamadığından tahminen bu kişilere
ait olduğu bilinmektedir.Paşa amca cesetleri
aramışsa da bulamamıştır.
Ali bey dedemin,ben çocuklarımdan ayrılamam diye
direnişine Numan amcamında katılması isyanımsı
olayında Ruslar onları epey tartaklayıp dövdükten
sonra biraz uzaklaştırıp kurşunlayıp
öldürüp,yakınlarının bulamayacağı bir şekilde
ortadan kaldırmış olduğu tahmin
edilmektedir.(ALLAH C.C. onlara sorsun).O gün ölen
ölmüş,ölmeyenler kurtulmuştur.ALLAH C.C. o günleri
bir daha göstermesin.Hava halam bir müddet
akrabalarının yanında kaldıktan sonra evine
dönmüş,bütün yakınlarını kaybetmiş,savaş sonrası
Rusların çekilmesinden sonra 19-20 yaşlarında iken
Horoz Köyü’nden Çakıroğulları’na gelin
olmuş,Kuşçulu Köyü’nden Topalo Havva,hava halamı
kardeşi Topalo Yusuf’a istemişler.Hava halamın evi
olduğundan Eseli’den de isteyenleri
varmış.Yusuf’la evlenmeyi kabul
etmiş(1919).1921’de sabire doğmuş Yusuf’u mahalle
halkı istememiş,bir bakır hırsızlığına da adı
karışmış,karakola düşmüş,çok dayak
yemiş,hastalanmış.İstanbul’a doktora
götürülmüş,götüren kişi hastane masraflarına da
üstlenmiş ise de vapurla dönerken gemide
ölmüş,sefer uzun sürdüğünden cesedi denize
atılmıştır(1921-1922).Eseli’den Hava halamı
isteyenler (Rivayete göre)Yusuf’u Nazifgilin evi
altından çağlayana giderken yola götürüp
dövdüklerinden hastalanmış(kızı sabirenin beyanı
2000 yılı).Bu durum Hakkı Kandemir ve Zelfinaz
Yıldız tarafından teyit edilmemiştir.Hava hala
1925’e kadar çilelerden sonra kendisinden 8 yaş
küçük Hayrullah iel evlenmiş(Lale ve Fehriye’nin
iknalarıyla).Hayrullah babaannesinin ölümünden
sonra baba evine dönmüş,babası Mustafa ölmüş,Numan
dedenin himayesinde Hava hala ile evlenmiş (iç
güvey olarak),…… yılında İstanbul’da vefat
etmiştir.Hasköy mezarlığında medfundur.Ali Bey
dedemizin eşi Fadime Babaannemizin Esma isimli
kızkardeşi Bozcaali de evlenmiş,Fehmi isimli bir
oğlu vardır.Kardeşleri Bekir,Şaban,Ömer(Nazif) ve
Tahir.Babası ise Ömer ‘dir.Bekir dayımızın
çocukları 1908 doğumlu Şevki,Abdullah,Fadime,Zülfiye.Abdullah
…… tarihinde vefat etmiştir.Oğlu (1932) Şaban da
19.. (?) da vefat etmiştir.Ömer dayımızın
Şükrü,Sabri,Muharrem ismindeki oğullarından bugün
hayatta olan yoktur.Cami yanında medfundur.Şükrü’nün
oğlu Ömer ölü,diğerleri H.İbrahim,Mustafa,Sündüz;Muharrem
dayımın ise Dilber,Zümrettin,Osman,Temel, ve
Zümrüye (Enes’in eşi);Sabrinin ise Melahat,Yaşar
ve …….. çocukları sağdır.
KAYNAK: HAVA-HAYRULLAH KILIÇARSLAN OĞLU MUSTAFA
KILIÇARSLAN
TEMİZE ÇEKEN: ŞABAN KILIÇARSLAN
BİLGİSAYARDA YAZIYA GEÇEN : OĞUZHAN KILIÇARSLAN
HER TÜRLÜ HAKKI SAKLIDIR.İZİNSİZ KOPYA EDİLEMEZ…
BU YAZIDA BELİRTİLEN OLAYLARIN HİÇ BİRİSİNİN
YAZILI KAYNAĞI BULUNMAMAKLA BERABER TAMAMEN
DEDEDEN OĞULA,TORUNA ANLATILAN OLAYLAR OLARAK
AKILDA KALAN ŞEKLİYLE YAZILMIŞTIR…
|