 Özel Haber - Sabri Kılıçarslan - Kültürümüzü ve eski mimarilari anlatan tarihi evlerimiz maalesef bir bir yok oluyor…
Karataş diye tabir ettiğimiz taşlardan örülmüş , iç odaları tahtalar ile ayrılmış, sürmeli pencereleri ve bu pencereleri koruyan dış kapakları ile tarihin derin izlerini taşıyan Karadeniz evleri , yörede yaşayan insanların daha iyi yaşam için bir bir gurbete göçmesi ve bunun neticesinde ilgilenen olmaması nedeniyle bir bir yok olmakta…
Yok olan bu tarihi evlerin bazıları ise şanslı. Yöre özlemiyle yanıp tutuşan fakat geri dönemeyip her tatil döneminde de olsa köylerine gelen yüzlerce gurbetçinin baba ocaklarına gelmesiyle tarihi evler yeniden canlanıyor…
Ayrıca evdeki fazlalıkların ve hayvan besilerinin saklandığı tahtalar ile yapılmış ‘tam’ lar , aynı şekilde hizmet veren Seranderler , Mısır kurutmak ve saklamak için yapılan Çötenler ve yiyecek kalmadığında halkın imdadına koşan ve mısırları öğüterek un haline getiren Su Değirmenleri de bu sahipsizliğin faturası olarak ve teknolojiye yenik düşerek bir bir yok olmaya devam ediyor.
Gurbet diyarlarda daha fazla para kazanmak uğruna çalışan insanların , yöresindeki topraklarını ve evini terk etmesi ortaya hüzünlü bir tablo koyuyor. Tarihin derin izlerini taşıyan bu yapılar sanki sahiplerinin terk etmesine içerlercesine bir bir intihar ediyor…
Haber-Fotoğraf: Sabri Kılıçarslan
Düzenleme: Oğuzhan Kılıçarslan
GERİ
|
