Sitemiz yazarlarından ve eski dernek başkanı Okan Kılıçarslan seçim sonrası köyümüzde yaşananlarla ilgili ve önemli olaylarla ilgili dikkat çekici bir sesleniş yaptı. İşte Okan Kılıçarslan'ın o yazısı... Son yıllarda özellikle son günlerde, köyümüzün birlik beraberliğe eskisinden daha çok ihtiyacı var. Başımızda bir sürü problem varken kendi kendimize suni gündemler oluşturmaktayız. Üzülerek ifade ediyorum ki sorunlar çıkartıyoruz. Bazı yanlış tutum ve davranışlar içerisinde olan insanlarımız istemese de çıkabiliyor. İdare etmenin ve edilmenin ne anlam taşıdığını bilmeyenler de olabilir. Bizim hiç kimsenin şahsiyetine ve kişiliğine söyleyebileceğimiz hiçbir sözümüz yoktur. Herkesi Cenabı ALLAH'IN yarattığı bir kul olarak seviyor ve sayıyoruz. Esasen hiç kimseyle de şahsi bir meselemiz yoktur. Ancak köyümüzün birlik ve beraberliği, dirlik ve düzeni için bazı fedakârlıklar yapmamız gerektiği düşüncesindeyiz. Marifet şahsi çıkarlarımızda ön plana çıkmak değil, köyümüzün ve köylümüzün yüksek menfaatlerinin yanında yer almak, birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmektir. Şöyle bir bakın çevrenize, bir zamanlar bu yörede hatırı sayılan, sözü ve sohbeti dinlenen, değerli büyüklerimiz nerede? Hepside Hakkın rahmetine kavuştular. Onları Rahmetle yâd ediyoruz. O atalarımız ki bizlere tertemiz bir köy, insanlık anlayışı bırakmışlardır. Sıkıntılarını, acılarını hep birlikte çözüme kavuşturmuşlardır. Onları örnek almamız, onların çocukları ve torunları olduğumuzu göstermemiz gerekmez mi? Esasen bu duygular, hem insani, hem de dini görevlerimiz arasında değil midir? Üç günlük dünya menfaatleri için komşumuzu, akrabamızı, dostumuzu yere vurmanın bir anlamı var mıdır? Öyle tahmin ediyorum ki bağırmasanız da, başınızı sallayarak sizlerin de benim gibi düşündüğünüze yürekten inanıyorum. Atın aranızdaki kini garezi, nefreti, husumeti. Bizler de bir gün gelecek, rahmet okuduğumuz insanların akıbetine dönmeyecek miyiz? Bizim de, bizden sonraki nesil tarafından rahmetle, iyilikle ve güzellikle anılmak hakkımız değil midir? Bunun ötesinde onlara yani bizden sonrakilere güzel örnek olmak asli görevimiz değil midir? Bu köy çok değerli insanlar yetiştirdi. Yetiştirmeye de devam edecektir. Yeter ki bizler birlik ve beraberliğimizi bozmayalım. Köyümüzün, dirlik ve düzeni bozmaya çalışanlara asla müsaade etmeyelim. Nerede olursak olalım, bu köyün insanlarının kaynaşması için elimizden geleni yapalım. Yardıma muhtaç olanların yardımına koşmaya devam edelim. Hiç unutmayınız ki kaba bir tabir de belki ama "SÜRÜDEN AYRILANI KURT KAPAR".
Bulunduğumuz her mekânda ve ortamda kısacası her çevrede bizi bizden daha iyi anlayan hiçbir insan çıkmaz. Bizler birbirimizin dertleriyle dertlenmeli, sevinçleriyle mutluluk duymalıyız. Zira "ÜZÜNTÜLER PAYLAŞILDIKÇA AZALIR, SEVİNÇLER PAYLAŞILDIKÇA ÇOĞALIR." Birlik ve beraberlik içerisinde olduğumuz sürece başaramayacağımız hiçbir iş, aşamayacağımız hiçbir engel kalmayacaktır. Yeter ki bizler aklıselim sahibi bir insan olmayı elden bırakmayalım.
Nasıl ki; bize göre yanlış veya eksik gördüğümüz iş ve işlemleri eleştirebiliyorsak,''Marifet iltifata tabidir'' düşüncesinden hareketle olumlu, iyi ve güzel şeyler yapıldığında memnuniyetimizi, övgümüzü, teşekkür ve takdirlerimizi belirtmekten kaçınmayız.
Köyümüzü birlik ve beraberliğe davet ediyorum. Köyümüz adına başlatılmış her türlü çalışmanın herkesin gayretlerinin güzel meyveler vereceğine gönülden inanıyorum. Tüm köylülerimiz, yaptığı görev ve bulunduğu makamı göz önünde bulundurarak, köyü adına birazcık gayret gösterebilirse hiç hayal edemediğimiz bir köyümüz olabilir.
Benim düşüncem geçmişi olmayanın geleceği de olmaz. Biz bu yola gönül verdik ve sizlerin de maddi ve manevi destekleri ile köyümüzü daha güzel günlere götüreceğiz.
Şimdiye kadar içimizden biri çıktığı zaman hizmet vermesi için etrafında toplanmayı bilmedik. Seçilen ve seçtirilenlerin yalnız düşüncesi kendi fikirlerini yapmak oldu. Bu orantısız hırslar ya kendilerini ya da topluluğun büyük bir bölümünü çeşitli sıkıntılara soktu. İnşallah bundan sonra hizmet etmek için kendini ön sıraya atan ağabeylerimizi daha öncekilerin hatalarına düşmemelerini temenni ederim.ve derim ki;köyümüzü daha güzel bir konuma getirecek devlet imkânlarından yararlandırılan.bir köy olması gerekliliğine inanıyorum elektriğin suyun yolu olduğu yerde köy şehir ayrımı bitmiştir ben birçok ilimizin köylerini görüyorum köy demeye bin şahit ister.Bizler her zaman dertlerimizi de çarelerimizi de yanlış adreslerde aradık. .UNUTMAYALIM DERTTE BİZİZ ÇAREDE BİZ…
Köyde muhtarlık müessesesi sadece üç-beş evrak mühürlemek ve imzalamak değildir.Hakkın ve Halkın gözünde muhtar; ileri görüşlü, asla kendi menfaatlerini ön plana çıkarmayan, köyü için bağını bahçesini satmasını bilen ve köyüne hizmeti Allah’ın rızasını kazanmak için yapan, garibanın babası, Köyün namusu, Namusunun bekçisi, Köyünün jandarması, Acını doyuran, bekârını evlendiren, Kaçanı himayesine alandır. Kısacası köydeki bir sorunu asla köy dışına taşımayıp, köyünde çözüme kavuşturandır. Akıl hocalarını da seçerken seçici davranıp yanlış yollara sapmayandır..
Köy yönetiminde en önemli unsurlardan bir diğeri de azalardır. Azalar; muhtara en büyük yardımcılardır. Her biri sorumluluğunu bilen, kişisel menfaatlerden uzak, köyün ve halkın menfaati için muhtar kadar çalışkan kişilerden seçilmelidir.
Amacı köye, köylüye, dine, vatana, millete hizmet etmek olana desteğim maddi ve manevi sonsuzdur.
Sevgi ve saygılarımla,
Okan KILIÇARSLAN
Okan.kilicarslan@yahoo.com
GERİ
|